TÜİK’e nazaran mayısta enflasyon yüzde 73,50’ye yükseldi. Nisanda oran yüzde 69,97 olmuştu. ENAG’a nazaran ise mayıs enflasyonu yüzde 160,67’ye yükseldi. TÜİK’in husus sepeti fiyat listesini yayımlamaması, hesaplamayla ilgili soru işaretlerini artırdı. Finans Uzmanı Ekonomist Murat Özsoy, 2022’nin rekor düzeyinde çıkan enflasyon sayıları için önümüzdeki aylarda ‘daha yüksek düzeyleri göreceğiz’ dedi.
Özsoy, hükümetin ve iktisat idaresinin enflasyonu global fiyat yükselmelerine bağlamasının yanlış bir argüman olduğunu ve hala enflasyonla uğraş çerçevesinde somut bir para ya da maliye siyaseti ortaya koyulmadığını belirtti.
Özsoy, “Yüksek enflasyonun ana sebebi şayet global taraftaki gelişmelere bağlı olarak tabir edilmeye devam ederse ve enflasyonu düşürmek için bir adım atılmaz ise Mayıs ayında gördüğümüz düzeylerin daha da üstlerini göreceğiz” dedi.
BUNLAR YAPILDIĞI SURECE ARTIŞ SÜRECEK
İktidarın global fiyat yükselmeleriyle enflasyon konusunda kendini savunmasının hakikat bir data olmadığını lisana getiren Özsoy, “G20 ülkeleri ile Türkiye’deki enflasyonun ortasındaki makasın gittikçe açılması da farklı bir gösterge. Açıkça ortada ki ülkemizdeki enflasyon artış suratı global iktisatların artış suratından daha fazla” diye konuştu.
Finans uzmanı Özsoy, tahlil önerisi olarak ısrarla Merkez Bankası siyaset faizinin artması gerektiğini söyledi. Özsoy, “Para siyasetinin en tesirli aracı olan siyaset faizi artırılmadığı, TL’ye duyulan itimadın artmadığı, ülke risk puanı gerilemediği, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinde güzelleşme olmadığı surece döviz kurunda gelecek ani üst taraflı ataklara hala açık durumdayız. Bu da ülkedeki enflasyonu üst iten en önemli faktör” tabirlerini kullandı.
İŞTE MURAT ÖZSOY’UN AÇIKLAMALARI
“Mayıs ayı enflasyonu yıl içi rekor seviyeyi gördü lakin yılın geri kalan kısmını da düşündüğümüzde şimdi tepeyi görmedi. Yurtiçi enflasyonun bu derece yüksek düzeylerde olmasını daima olarak global fiyat yükselmelerine bağlayan iktisat idaresi ise hala enflasyonla çaba çerçevesinde somut bir para ya da maliye siyaseti ortaya koymuş değil.
Yüksek enflasyonun ana sebebi şayet global taraftaki gelişmelere bağlı olarak tabir edilmeye devam ederse ve enflasyonu düşürmek için bir adım atılmaz ise Mayıs ayında gördüğümüz düzeylerin daha da üstlerini göreceğiz.
Üstelik global besin fiyatları hala yüksek olmakla birlikte az da olsa birtakım gerilemeler varken Mayıs ayı enflasyonun alt ayrıntılarında besin enflasyonunun hala geçen periyotlara nazaran daha yüksek çıkması da durumun global değil de içerideki siyaset eksikliklerinden kaynaklandığının açık bir göstergesi.
Birebir vakitte G20 ülkeleri ile Türkiye’deki enflasyonun ortasındaki makasın gittikçe açılması da farklı bir gösterge. Açıkça ortada ki ülkemizdeki enflasyon artış suratı global iktisatların artış suratından daha fazla.
Minimum fiyata uygunlaştırma yapılacak olması da ya da şirketlerin çalışanlarına orta artırım yapmaları da kalıcı değil; çok kısa müddetli, süreksiz olan ve sonuç üretmeyen tahliller.
Şimdi daha birkaç gün evvel akaryakıt ve doğalgaza yapılan artırımların da tesirlerini önümüzdeki aylarda göreceğiz. Öteki yandan döviz kurlarındaki artış da sürat kesmiş değil. TL’nin ABD doları ve EURO karşısındaki paha kaybı bu hafta içerisinde de yüzde 2 üzerinde oldu. Mayıs ayı içerisindeki paha kaybı da yüzde 10’un üzerinde oldu ki, bu da bu yıl aylık bazda görülen en yüksek bedel kaybı.
Para siyasetinin en tesirli aracı olan siyaset faizi artırılmadığı, TL’ye duyulan itimadın artmadığı, ülke risk puanı gerilemediği, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinde güzelleşme olmadığı surece döviz kurunda gelecek ani üst istikametli ataklara hala açık durumdayız. Bu da ülkedeki enflasyonu üst iten en önemli faktör.”