ELİF ALTIN İstanbul – Kahramanmaraş merkezli ikiz depremin ardından binlerce binanın yıkılması ve binlercesinin de hasar almasının ardından İnşaat Yüksek Mühendisi ve Medipol Üniversitesi Öğretim Görevlisi Başak Boduroğlu Yazıcı, teknik inceleme ve araştırma yapmak için 5 kişilik ekiple deprem bölgesine gitti. Depremin 4. günü bölgeye gittiklerini belirten Yazıcı, tespitlerini Milliyet’le şöyle paylaştı: “Amacımız hasarların nedenlerini araştırmaktı. Bu yıkımların elbette tek bir nedeni yok. Birçok sıkıntılı durum var. Malzeme kalitesizliği, imalattaki sıkıntılar, denetimlerin eksik olması, projelendirme kusurları, yeni yapılarda bile zemin etütlerinin yapılmadığı binaların olduğunu düşünüyorum.
Göçmelerde demir etkisi
“Her gördüğümüz hasarı fotoğrafladık. Bazı inşaat demirlerinin olması gerektiği gibi kopmadığını fark ettik. Çünkü inşaat demirlerinin akmasını isteriz yani bu şu demektir; inşaat demirleri yüke geldikten sonra incelir akabinde kopar, bu sünek kopmadır ve yönetmeliklerimizde de belirtilen, kullanılması gereken B420C inşaat demirinin mekanik bir özelliğidir. Ama bazı enkazlarda ve hasarlarda gördük ki, demirlerde bu mekanik kabiliyeti olmayan, sünek davranmayan, gevrek davranış gösteren yani bir çubuk kraker gibi kırılıp kopmalar vardı. Biz inşaat demirinin sünek davranışına güveniriz. Bu bize yıkımlarda zaman kazandırır. Bir insanın oradan kaçabilmesi için zaman kazandıran bir süreçtir o akma süreci. Ama gevrek davranan bir malzeme var ortada ve ani göçmeye neden olan bir durum bu.”
İade eden bile olmuş
“Bölgede bazı müteahhit firmalarla ve oradaki işçilerle görüştük. Bu tarz demirlerin başka ülkelerden gelen demirler olduğunu veya hurdadan geri dönüşümle kazandırıldığını söylediler. Normalde inşaat demirlerinin kopma mekanizması bellidir. İşçilere, ‘Bu inşaat demirlerinin sertliğini, kırılgan yapısını fark etmediniz mi? gibi sorular yöneltti. Bze etriye yaparken bile kırılan malzemeler olduğunu, ani kopmadan dolayı demiri döndüremediklerini söylediler. Hatta bu nedenlerle bu demirleri iade eden müteahitler bile olmuş.”
Numuneler testleri geçemedi
Yazıcı, bölgeden toplanan numuneleri test ettiklerini de belirterek şöyle devam etti:
“Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Ramazan Livaoğlu hoca da demirleri getirip teste tabi tuttu. Test sonuçlarına göre; standartlarımıza göre en az yüzde 12 birim uzama yapması gereken numunelerin yüzde 7.5 uzama yaptığı, çekme dayanımı/akma dayanımı oranının normalde 1.15 ile 1.35 aralığında olması gerekirken 1.12 olduğu tespit edildi. Bu değerlerin daha da altında demirler de vardır enkazda. Kullanılan malzemelerin kalitesine dair başka araştırmalar da yapılmalı. Bu malzeme belli ki bölgede ucuz ve kâr amacı güden kişiler tarafından tercih edilmiş. Asıl kullanılması gereken demir, yönetmeliklerimize göre B420C sınıfında, nervürlü, sünek tasarıma uygun olan, akma kabiliyeti olan, çekme dayanımı/akma dayanımı oranı 1.15-1.35 aralığında olan, karbon oranı, mukavemet özellikleri ve mekanik özellikleri TSE de belirtilmiş, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nde de vurgulanmış malzemeydi.”